ASO BAŞKANI ARDIÇ: KAMU TASARRUF POLİTİKALARI İVEDİLİKLE DEVREYE SOKULMALI

2024-03-27 00:00:00

ASO BAŞKANI SEYİT ARDIÇ MART AYI MECLİS TOPLANTISINDA KONUŞTU:

“YÜKSEK ENFLASYONDAN KURTULMAK İÇİN GEÇİCİ OLACAĞINI DÜŞÜNDÜĞÜMÜZ MALİYETE KATLANMAYA RAZIYIZ”

“SIKILAŞTIRMA SÜRECİNE MUTLAKA MALİYE POLİTİKASI DA EŞLİK ETMELİ”

“KAMU TASARRUF POLİTİKALARI İVEDİLİKLE DEVREYE SOKULMALI”

“SEÇİM SONRASI GÜVENİ PEKİŞTİRECEK ADIMLAR KARARLILIKLA ATILMALI”

“TAHMİNLER TUTARLI OLMALI, PLAN VE PROGRAMLAR KAMUOYUNU İKNA ETMELİ”

“EKONOMİ VE HUKUKTA YAPISAL REFORMLARIN GERÇEKLEŞECEĞİ BİR DÖNEM ORTAK TEMENNİMİZ”

Ankara Sanayi Odası (ASO) Mart ayı Meclis Toplantısı’nda konuşan ASO Başkanı Seyit Ardıç, enflasyonu düşürmenin maliyetinin en çok sanayicileri etkilediğini belirterek, “Geçici olacağını düşündüğümüz maliyete katlanmaya razıyız. Yeter ki enflasyon düşsün artık önümüzü görelim” dedi. Para politikasında başlayan sıkılaştırma sürecine mutlaka maliye politikasının da eşlik etmesi gerektiğini vurgulayan Ardıç, “Aksi halde enflasyonla mücadelede başarıya ulaşılamayacaktır. Kamu tasarruf politikaları ivedilikle devreye sokulmalıdır” diye konuştu. Seçimlerin ardından güven unsurunu pekiştirecek adımların daha hızlı ve kararlılıkla atılmasının şart olduğunu söyleyen ASO Başkanı Ardıç, “Belirsizlik ortamında, politika yapıcılarının gelecek ile ilgili tahminlerinde tutarlı davranmaları ekonominin dengelenmesi açısından olumlu olacaktır. Plan ve programların, kamuoyunu ikna etmesi, belirsizliğin ve öngörülebilirliğin ortadan kalkmasına katkı sağlayacaktır” ifadelerini kullandı. Ardıç, “Başta ekonomi olmak üzere; sosyal, eğitim ve hukuk alanında yapısal reformların gerçekleşeceği bir dönemin hepimizin ortak temennisi olduğunu düşüyorum” dedi.

Ankara Sanayi Odası Mart Ayı Meclis Toplantısı ASO Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. ASO Meclis Başkanı Celal Koloğlu Başkanlığında yapılan toplantıda, ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, güncel ekonomik gelişmeleri değerlendirdi, iş dünyasının beklentilerini dile getirdi.   

Hafta sonu yapılacak yerel seçimlerin demokrasiye yaraşır, barışçıl ve güvenli koşullarda, huzurla gerçekleşmesini temenni eden Ardıç, “Ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Seçimin ardından içerde ve dışarda güven unsurunu pekiştirecek adımların daha hızlı ve kararlılıkla atılmasının şart olduğunu belirten Ardıç, “Mevcut rasyonel politikaların devam etmesi gerekiyor. Gerekli görülmesi durumunda, ekonomi yönetiminin daha kapsayıcı tedbirler alması, makroekonomik istikrarın sağlanması açısından önemli olacaktır” dedi.

“YAPISAL REFORMLARIN GERÇEKLEŞMESİ ORTAK TEMENNİMİZ”

Yerel seçimler sonrası Türkiye’de 4 yıl boyunca seçim olmayacağını hatırlatan Ardıç, “Başta ekonomi olmak üzere; sosyal, eğitim ve hukuk alanında yapısal reformların gerçekleşeceği bir dönemin hepimizin ortak temennisi olduğunu düşüyorum. Ülkemizi kalkınma hedeflerine ulaştıracak, uzun vadede ekonominin istikrara kavuşmasına önemli katkı sağlayacak reformların yapılması gerekiyor” diye konuştu.

Ardıç, “Seçimden sonra, başta ekonomi ve hukuk olmak üzere birçok alanda yapılacak reformlarla mevcut tablonun pozitife döneceğine gönülden inanıyorum” ifadelerini kullandı.

“ENFLASYON HEDEFİNİN TUTMASI GİDEREK ZORLAŞIYOR”

Ekonomik ve sosyal hayatı tahrip edici sorunlara yol açan yüksek enflasyonun ülkelerin en çok kaçındığı problem olduğunu ve enflasyonun Türkiye’de yüksek seviyede seyretmeye devam ettiğini belirten Ardıç, şunları söyledi:

TUİK’e göre Şubat ayında %4,53, yılın ilk 2 ayında birikimli enflasyon %11,54 arttı. Yıl sonu %36 hedefinin tutması için yılın sonraki 10 ayında aylık enflasyon artışının %2’ye düşmesi gerekiyor. Bu da giderek zorlaşıyor. Yüksek enflasyonu düşürmenin maliyetinin en çok biz sanayicileri etkilediğini biliyoruz, lakin yüksek enflasyondan kurtulmak için geçici olacağını düşündüğümüz maliyete katlanmaya razıyız. Yeter ki enflasyon düşsün artık önümüzü görelim. Enflasyonun yüksek seyri reel sektörün yatırım kararlarında belirsizliğe neden olmaya devam ediyor. Üretim maliyetleri yükselirken, işletme sermaye ihtiyacı da her geçen gün artıyor. Enflasyon sorunu kalıcı olarak çözülmedikçe yatırım iştahının azalmaya devam edeceği unutulmamalıdır. Müdahale ne kadar gecikirse katlanılması gereken maliyet de o kadar yüksek olacaktır. Toplumun tüm kesimlerince desteklenen kredibilitesi yüksek bir para politikasının, enflasyonda düşüş sürecinde önemli bir çıpa etkisi yaratacağına inanıyoruz.”

“KAMU HARCAMALARI KISILMALI, MALİ DİSİPLİN SAĞLANMALI”

ASO Başkanı Ardıç, kamu harcamalarının kısılarak mali disiplinin ivedi bir şeklide sağlanmasının şart olduğunu söyledi. Para politikasında başlayan sıkılaştırma sürecine mutlaka maliye politikasının da eşlik etmesi gerektiğini belirten Ardıç, şöyle devam etti:

“Aksi halde enflasyonla mücadelede başarıya ulaşılamayacaktır. Bu itibarla, enflasyonla mücadelede temel bileşen olan mali disiplinin uygulamaya konulduğunu işaret eden adımların atılması iş dünyası olarak beklentimizdir. Bu doğrultuda, kamu tasarruf politikaları ivedilikle devreye sokulmalıdır. İsrafı önleyecek şekilde harcamalar etkinlik ve verimlilik temelinde gözden geçirilmeli, kamunun borçlanma gereksinimi azaltılmalı, getirisi düşük, geri dönüşümü uzun yatırımlar geçici olarak durdurulmalıdır. Mali disiplinin sağlanmasında uygulamaya konulacak politikalarda şeffaflık dikkate alınmalıdır. Bunun gerçekleşmesi için de mali kuralın devreye alınması daha sağlıklı olacaktır. Bu politika tercihi, yaşanan ekonomik daralmanın şiddetini azaltacak, ekonomiyi yeniden büyüme sürecine sokacaktır.”

“BORÇLANMAYA DAYALI BÜYÜME YAŞADIK”

2023 yılında kaydedilen yüzde 4,5’luk büyümeyi de değerlendiren ASO Başkanı Ardıç, sıkılaşma politikaları ve deprem felaketine rağmen pozitif büyüme performansının önemli olduğunu söyledi. İç tüketim etkisiyle güçlü bir büyüme ortaya çıkarken, sanayi tarafındaki sınırlı artışın dikkat çekici olduğunu belirten Ardıç, “Geçen yıl ekonomimiz büyüdü. Fakat burada kritik soru ‘nasıl büyüdüğümüz?’ Yurtiçi hasılada sanayi üretiminin ve ihracatın küçülme kaydettiği, tüketimin arttığı, cari açığa yani borçlanmaya dayalı bir büyüme yaşadık. Sanayi sektörüne verilecek destek, orta ve uzun vadede verimlilik artışına bağlı olarak potansiyel gaysi safi yurtiçi hasıla büyüme hızını arttıracak, ekonomide genel verimlilik ve istihdam artışını destekleyecektir” dedi.  

“DÖVİZE ULAŞMA MALİYETİ HER GEÇEN GÜN YÜKSELİYOR”

ASO Başkanı Ardıç, doğrudan yabancı sermaye yatırım girişlerinin de düşük seviyelerde olduğunu belirterek, artan döviz ihtiyacına ulaşma maliyetinin yükselmeye devam ettiğini söyledi. Türkiye’nin ithal ettiği önemli girdileri yerli olarak üretmek için gerekli tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan Ardıç, “Dünyada korumacı tedbirler artarken, bizim de yerli sanayimizi güçlendirecek şekilde ithalatımızı azaltacak ilave önlemleri almamız gerekir” diye konuştu.

“ÖNCELİKLE GÜVEN TESİS EDİLMELİ”

Türkiye gibi dış finansman ihtiyacı nedeniyle kırılganlığı yüksek ekonomilerde, ülke riskinin azaltılabilmesi ve yatırım ikliminin elverişli kılınabilmesi için öncelikle güvenin tesis edilmesi gerektiğini belirten Ardıç, “Güven tesisi, temel olarak, makroekonomik politikaların öngörülebilirliğini artırmakla mümkündür. Bu amaçla kurumların bağımsızlığını, hukuk sisteminin istikrarını ve üstünlüğünü teminat altına almak büyük bir önem arz etmektedir” mesajı verdi.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in “Piyasalar sizin ne yaptığınıza bakar, ne söylediğinize sonra bakar. Ne söylediğiniz eğer yapabilecekseniz kâle alınır” ifadesini önemsediğini söyleyen Ardıç, şöyle devam etti:

“TAHMİNLER TUTARLI OLMALI, PLAN VE PROGRAMLAR KAMUOYUNU İKNA ETMELİ”

“Lakin ekonomik dengelenme sürecinin sağlanmasında, ilgili aktörlerin makroekonomik değişkenler üzerindeki geleceğe yönelik beklentileri oldukça önemlidir. Beklentileri iyi yönlendirebildiğimiz ölçüde dengelenme süreci de hızlanacaktır. Belirsizlik ortamında, politika yapıcılarının hedef tutarsızlık sorunu ile karşı karşıya kalmaması oldukça önemlidir. Gelecek ile ilgili tahminlerinde tutarlı davranmaları ekonominin dengelenmesi açısından olumlu olacaktır. Aynı zamanda makroekonomik dengelenmenin sağlanmasında, ekonomi politika yapıcılarının tercih ettiği plan ve programların, kamuoyunu ikna etmesi, belirsizliğin ve öngörülebilirliğin ortadan kalkmasına katkı sağlayacaktır.”

“TARIM SEKTÖRÜ MİLLİ GÜVENLİK MESELESİ OLARAK KABUL EDİLMELİ”

ASO Başkanı Ardıç’ın gündeminde yüksek gıda enflasyonu da vardı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre dünyada gıda fiyatlarının son bir yılda yüzde 10,5 düştüğünü, Türkiye’de ise yüzde 71 arttığını belirtti. Gıda enflasyonunun Türkiye hariç bütün OECD ülkelerinde yüzde 10’un altında olduğuna dikkat çeken Ardıç, “2023 yılında 14 milyar dolarlık tarım ürünü ithal ettik. Artık tarım sektörünün bir ‘milli güvenlik meselesi’ olarak kabul edilmesi gerekiyor. 2010’da 1 milyon 101 bin olan Tarım Bağ-Kur’lu aktif sigortalı çiftçi sayısı 2023 yılı itibarıyla 477 bin kişiye düştü” dedi.

“SÖZLEŞMELİ TARIM” MODELİNE TAMAMEN GEÇİLMELİ

Tarımda arazi ve ürün planlaması yapılmasının önemine vurgu yapan Ardıç, şunları söyledi.

“Tarımın bütüncül bir yaklaşımla ele alınması ve bilimsel tarım politikalarına geçilmesi bir zaruret halini almıştır. Üreticiye, sanayiciye ve tüketiciye kazandıran “sözleşmeli tarım” modeline tamamen geçmemiz gerekiyor. Daha önce gündeme gelen ‘Havza Bazlı Üretim ve Destekleme Modeli’ni de zorunlu hale getirmeliyiz. Bu model sayesinde, etkin üretim planlaması, verimlilik artışı, üreticinin kâr artışı, arz-talep dengesi sağlanacak ve tarımda uluslararası rekabet gücü artacaktır. Ülkelerin ekonomik gelişmeleri için, tarım ve sanayi sektörlerinin birbiriyle entegre olması gerekiyor. Tarım-sanayi entegrasyonu sadece ülkelerin gelişmesi açısından değil, aynı zamanda üreticiler ve tarıma dayalı sanayiler açısından da avantaj sağlayacaktır.”

“ENDÜSTRİYEL ROBOT KULLANIMINDA GERİLERDEYİZ”

Ardıç’ın gündeminde dünyada kullanımı hızla yaygınlaşan endüstriyel robotlar da vardı. Gelişmiş ülkelerde, endüstriyel robotların tüm sektörlerde ve orta ölçekli şirketlerde kullanılır hale geldiğini belirten Ardıç, 2022 yılında dünya genelinde ortalama küresel robot yoğunluğunun 10 bin çalışan başına 151 robotla en yüksek seviyeye yükseldiğini söyledi. Bu oranın Güney Kore’de 1012, Singapur’da 730, Almanya’da 415 seviyesinde olduğunu ifade eden Ardıç, “Ülkemiz ise 40 robotla oldukça gerilerde” dedi.

“KOBİ’LERİMİZE İKİZ DÖNÜŞÜM DESTEĞİ VERECEĞİZ”

KOBİ’lerin dijital ve yeşil dönüşümüne destek verilmesi gerektiğini belirten Ardıç, Ankara Sanayi Odası’nın Başkent sanayiinin ikiz dönüşümüne katkı sağlamak için attığı adımlara dikkat çekerek şunları söyledi:

“TÜBİTAK’ın Yeşil İnovasyon Teknoloji Programında “Çözüm Ortağı” olarak yer aldık. Çözüm ortağı misyonumuzla KOBİ’lerimizin ikiz dönüşüme uyumlarının artırılması amacıyla teknik destek ve danışmanlık hizmeti vereceğiz. Ayrıca kalkınma ajansı ve Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı ile büyük işletmelere yönelik ikiz dönüşüme ilişkin bir program da başlattık.”



Ek Listesi