“ALINAN KARARLAR YAPISAL REFORMLARLA DESTEKLENMELİ”
“KAYIT DIŞI İLE MÜCADELE BİR AN ÖNCE BAŞLATILMALI”
“ADI HER NE OLURSA OLSUN AF ÇIKARTILMAMALI”
“SICAK PARAYA OLAN BAĞIMLILIĞI AZALTMAMIZ GEREKİYOR”
“MEVCUT PROGRAMLARI YAPISAL REFORMLARLA GÜNCELLENMELİ”
Ankara Sanayi Odası Mayıs Ayı Meclis Toplantısı ASO Meclis Salonu’nda yapıldı. ASO Meclis Başkanı Celal Koloğlu Başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda konuşan ASO Yönetim Kurulu Başkanı Seyit Ardıç, güncel ekonomik gelişmeleri değerlendirdi; sanayicilerin sorunlarını ve çözüm önerilerini dile getirdi.
Hükümetin açıkladığı “Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi”ni değerlendiren Başkan Ardıç, kamuda tasarruf adına olumlu bir başlangıç yapıldığını belirterek, “Bununla elde edilecek tasarruf oranı düşük olsa dahi, artık devletin tasarruf yapacağının görülmesi, kamu harcamalarında disipline önem verileceğinin ortaya konulması adına çok önemlidir” dedi. Tasarruf tedbirlerinin sonuçlarının yıllık olarak açıklanmasının daha sağlıklı olacağını söyleyen Ardıç, şöyle devam etti:
“Bu paket, enflasyonla mücadelenin ana parametrelerinden biri olan ve daha önce de dile getirdiğimiz mali disiplinin sağlanması açısından önemlidir. Bu bir başlangıç kabul edilip Kamu Mali Yönetimi reformunun temel odağı olan kaynakların etkin ve verimli kullanılması ilkesi, layıkıyla uygulanmalıdır. Diğer taraftan tasarruf tedbirleri, kamu personel sayısı, sosyal yardımlar, Kamu-Özel İşbirliği projeleri gibi alanlara da detaylı bir şekilde odaklanmalıdır. Parasal sıkılaşmanın yanında kamuda tasarrufun da devreye alınması, para ve maliye politikası eşgüdümünün sağlanmasına katkıda bulunacaktır; enflasyonla mücadelede başarı şansını artıracaktır.”
“ALINAN KARARLAR YAPISAL REFORMLARLA DESTEKLENMELİ”
Alınan kararların yapısal reformlarla desteklenmesinin, makro istikrar açısından fayda sağlayacağını belirten ASO Başkanı Ardıç, “Yapısal reformlarda esas amaç, piyasa mekanizmasının sağlıklı bir biçimde çalışmasının önündeki engelleri kaldırmak, popülist politikalara izin vermemek, şeffaflık ve hesap verebilirliği sağlayan bir yapı oluşturmak, gereksiz bürokrasiyi azaltarak devletin etkin ve verimli bir biçimde özel sektörle işbirliği içinde çalışmasını sağlamak, elverişli bir yatırım iklimini oluşturmak olmalıdır. Yapısal reformları gerçekleştirdiğimiz ölçüde olası istikrarsızlık risklerine karşı büyümeye devam eden daha dayanıklı bir ekonomik yapı oluşturmuş oluruz” dedi.
KAYIT DIŞI İLE MÜCADELE BİR AN ÖNCE BAŞLATILMALI”
Başkan Ardıç’ın gündeminde kayıt dışı ile mücadele de vardı. Bu konuda somut öneriler içeren bir paketin ivedi olarak açıklanması gerektiğini söyleyen Ardıç, “Gerek layıkıyla çalışanı cezalandıran gerekse de devletimizin vergi kaybına yol açan kayıt dışı ile mücadele bir an önce başlatılmalıdır. Harcamalar üzerinden tasarruf tedbirleri kararlılıkla uygulanırken, vergi gelirlerini artırmak ve piyasadaki haksız rekabeti azaltmak için kayıt dışı ekonomi ile de eş zamanlı olarak mücadele edilmelidir” ifadelerini kullandı.
“ADI HER NE OLURSA OLSUN AF ÇIKARTILMAMALI”
Kamu ihale reformu, Kamu İktisadi Teşebbüslerin yönetişim reformu, vergide adalet ve etkinlik reformunun ivedi bir şekilde yapılması gerektiğini de söyleyen Ardıç, “Adı her ne olursa olsun af çıkartılmamalıdır. Mevcut durumda sözleşmelerden dolayı Kamu Özel İşbirliği projeleri ile ilgili herhangi bir düzenleme yapılamasa da bundan sonra çok detaylı analizlerle bu projelere karar verilmesi, kamu maliyesi açısından daha sağlıklı olacaktır” dedi.
“YAPISAL SORUNLARI ÇÖZMEDEN ENFLASYON SORUNUNU ÇÖZEMEYİZ”
Enflasyonun yüksek seyrine devam ettiğine dikkat çeken ASO Başkanı Ardıç, oluşan belirsizliğin, maliyet artışları ve fiyat oluşturmadaki zorluğun üretimi olumsuz etkilediğini belirtti. Ardıç, toplumun büyük bir kesiminin gelirinin enflasyon kadar artmamasından dolayı hayat pahalılığının çok daha yüksek oranda hissedildiğini belirterek, Türkiye’nin gıda enflasyonunun, OECD üyesi 37 ülkenin gıda enflasyonu toplamından daha yüksek seviyede olduğuna dikkat çekti. Ardıç, şunları söyledi:
“Maalesef hane halkının enflasyonun düşeceğine dair genele yayılmış bir kanaati yok. Bu kanaatin oluşmaması, enflasyonun düşmesinin önündeki en önemli sorun olarak karşımızda duruyor. Bunun en önemli göstergesi, Merkez Bankası ile piyasa enflasyon beklentilerinin ciddi anlamda ayrışmasıdır. Yapısal sorunları çözmeden enflasyon sorununu çözemeyiz.”
Ardıç, sanayi üretimindeki durgunluğa da vurgu yaparak, “Sanayi üretim endeksi Mart’ta bir önceki aya göre yüzde 0,3, imalat sanayisi de yüzde 0,3 geriledi. Mart’ta 50 seviyesinde kaydedilen manşet PMI, Nisan’da 49,3’e gerileyerek eşik değer 50’nin altına indi. Böylece endeks, faaliyet koşullarının son üç ayda ilk kez yavaşladığına işaret etti” dedi.
“SICAK PARAYA OLAN BAĞIMLILIĞI AZALTMAMIZ GEREKİYOR”
Doğrudan yabancı sermayeyi Türkiye’ye getirmek için uygun ortamın yaratılması gerektiğini belirten ASO Başkanı Ardıç, şöyle devam etti:
“Şu an giren sıcak para, kurları baskılayarak rezervleri arttırıyor. Türk Lirası'nı suni şekilde değerlendiren bu durumun, enflasyonu kontrol etmesini bekliyoruz. Ancak aynı zamanda dış borç ve faiz yükümlülüklerinin de hızla artmasına neden oluyor.
Sıcak paraya olan bağımlılığı azaltmamız gerekiyor. Bunun için; üretim toplumuna dönüşmemiz, ara ve yatırım mallarında dışa bağımlılığı azaltmamız, tasarruf eğilimlerimizi arttırmamız ve mali disiplin çerçevesinde açık bütçe anlayışından vazgeçmemiz gerekiyor.
Mevcut durumda buna da ihtiyacımız var, fakat bu ortam sona erdiğinde sıcak para ülkemizi terk edecektir. Daha açık bir ifadeyle, sıcak para girişine dayalı ekonomik büyüme arayışları yerine, doğrudan yatırım dolayısıyla üretim ve istihdam odaklı bir büyüme anlayışı merkeze alınmalıdır.”
Başkan Ardıç, Türkiye’nin G-20'deki gelişmekte olan ekonomiler arasında Çin ve Hindistan'ın ardından ülke dışına en fazla doğrudan fabrika yatırımı yapan 3’üncü büyük ülke ekonomisi olduğunu da belirterek, “Biz doğrudan yatırım gelsin diye uğraşırken var olan da yurt dışına gidiyor. 2023 yılında 5,7 milyar dolar, son iki yılda 10 milyar doların üzerinde yatırım yurt dışına çıktı. Yine Mart ayında, Türkiye’den yurt dışına sanayide 190 milyon dolar, hizmetler sektöründe 438 milyon dolar yatırım gitti. Hizmetler sektöründeki 438 milyon dolarlık yurt dışına yatırımın 298 milyon doları gayrimenkul hizmetleri ve gayrimenkul alımlarından oluştu” dedi.
“YENİ BİR REFORM PROGRAMINA İHTİYACIMIZ VAR”
Ekonominin içinde bulunduğu küresel rekabet koşulları dikkate alınarak mevcut programların yapısal reformlar ajandasıyla güncellenmesi ya da yeniden yapılandırılması gerektiğini söyleyen ASO Başkanı Ardıç, şöyle devam etti:
“Firmalarımızı, ‘yeni ve güçlendirilmiş’ iç dinamikleri de harekete geçirecek yeni bir reform programına ihtiyacımız var. Bu programın temel hedefi, ülkemizde yatırım, istihdam üretim ve ihracat iklimini geliştirmek olmalıdır. Bu yeni programda, enflasyonla mücadeleye ve yapısal reformlara ara vermeden, hem ulusal sermayeyi güçlendirmek ve sermaye birikimini özendirmek hem de doğrudan yatırımı ülkemize çekmek esas alınmalıdır. Bu alanlarda önemli mesafeler alındığı inkâr edilemez. Ancak, yapısal reformlar henüz tamamlanmamıştır. Başta harcama reformu olmak üzere, mali sistem, sosyal güvenlik, adalet ve vergi sistemi gibi birçok yapısal reform gerçekleştirilmeyi beklemektedir.”
Ekonomik istikrar ve büyüme için tek yolun üretmek olduğunu belirten Ardıç, “Hangi politikayı tercih edersek edelim, ekonomimizin istikrara kavuşmasını istiyorsak katma değeri yüksek daha fazla üretim yapmak zorundayız” dedi.
“VERİMLİLİK KONUSUNDA ZİHNİYET DEĞİŞİMİNİ ÖNCELİKLE İŞVERENLER YAPMALI”
ASO Başkanı Ardıç’ın gündeminde, işgücü verimliliği artırmak da vardı. Eğitim ve Ar-Ge harcamalarının işgücü verimliliğini sağlayabilmenin ön koşulları olduğunu söyleyen Ardıç, bu konuda ASO Model Fabrika’nın yaptığı çalışmalara şu sözlerle değindi:
“Birçok ülke bizden daha az çalıyor ama bizden daha fazla üretiyor. 5 yıldır, ASO Model Fabrika ile sürekli gelişen, değişen ve dönüşen bir dünyada öncü bir rol oynamaya çalışıyoruz. Ama önümüzde verimlilik gibi büyük bir sorun dururken sanayicilerimiz bu fırsatı değerlendirmiyor. Biz işletmelerimizi bu sürece sokmak için yoğun çaba harcarken, başka ülkelerde benzer programlar için firmalar 4-5 ay sıra bekliyor. Verimlilik konusunda zihniyet değişimini öncelikle topyekûn işverenlerin yapması gerekiyor.“
“GARAJX ÇOK KRİTİK BİR İŞLEV GÖRECEK”
13 teknoparkı, 6 teknoloji geliştirme, 150 Ar-Ge, 37 tasarım merkeziyle ve nitelikli üniversiteleriyle girişimcilik ve start-up için çok elverişli bir ekosisteme sahip olan Ankara’nın bu alanda hak ettiği konuma ulaşması için Ankara Sanayi Odası’nın önemli bir inisiyatif aldığını söyleyen ASO Başkanı Ardıç, “Teknolojik ve yenilikçi girişimciler için uygun bir ortam hazırlamak amacıyla Ankara Ticaret Odamız ve Ankara Ticaret Borsamız ile birlikte, GARAJX Teknoloji Geliştirme Merkezi’ni kurmak için çalışmalara başladık. Merkezimiz faaliyete geçtiğinde, yeni fikir ve girişimleri desteklemesi ve onların büyümelerine ortam sağlaması adına çok kritik bir işlev görecektir” dedi.